Selamun Aleykum

Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve " Muhakkak ki ben Müslümanlardanım " diyenden daha güzel sözlü kim olabilir ? Fussilet 33

9 Haziran 2009 Salı

Yahudiler… Ahit Tanımaz İmansızlar!

Yahudiler… Ahit Tanımaz İmansızlar!

O Yahûdiler, her ne zaman bir ahd üzerine anlaşma yapmışlarsa, içlerinden bir topluluk o ahdi bozup atıvermedi mi? Hattâ az bir topluluk değil, onların çoğu ahd tanımaz îmansızlardır. (Bakara/100

Yahudiler… Öncesi, sonrası, bugünü ve yarını, hiç değişmeyen bir kararlılıkla, kinle, öfkeyle katliamlarını kusmaya devam ediyorlar…

Yahudiler… Allah’ın kendilerine birçok nimetler vermesine rağmen, nankörlükle yüz çeviren “Sen ve Rabbin gidin savaşın!” diyerek peygamberleriyle alay eden lanetli bir kavim…

Yahudiler… Kendilerine gönderilen peygamberleri, kimini testereyle, kimini çarmıha gererek (gerdiklerini zannederek) bir bir öldüren, aşırılıkta ileri gitmiş azgın bir kavim…

Yahudiler… Kitaplarında apaçık deliller bulunmasına rağmen, gururlarına yediremedikleri son Peygamberi inkar edip, tahammülsüzlüklerini kusan nasipsiz bir kavim…

Yahudiler… Bizim ezeli ve ebedi düşmanlarımız… Unuttuğumuz; ya da bizlere unutturulan kan davasını gütmeye tüm hızıyla devam ediyorlar…

Yahudiler… Dünüyle bugünüyle yarını ile bizim değişmez düşmanlarımız…

Onları yakından tanıyan, onlarla komşuluk, ticaret, anlaşma yapan Rasul as’ın hayatından kesitlerle tanıyalım öyleyse…Öğrenelim bir bir… Nasılmış Yahudiler? Ve şuan Nasıllar?

Yahudiler… Medine’de önüne geçemedikleri çoğunluğun hidayetiyle sarsıldılar. Ve istemeyerek de olsa İslam devletine boyun büktüler. Ve anlaşma yaptılar Rasul (as) ile… Ülkeyi birlikte savunmak ve birlikte barış içinde yaşamak üzerine…

Yahudiler… Sadık kalmadılar ahitlerine hatta daha da ileri gittiler. Bölgeyi bir iş için ziyaret eden Rasul as’a suikast girişiminde bulundular… Hicivli şiirleriyle sıyırdılar dillerini… ve bir Müslüman kadına sarkıntılık ettiler, onu koruyan bir Mümini de şehid ettiler…

Yahudiler… Medine’de Müslümanlarla birlikte yaşamalarına rağmen, yaptıkları anlaşmaları ısrarla fes ederek onlara ihanet ettiler… Medine’yi birlikte koruyacaklarına dair söz vermelerine rağmen, her savaşta hançeri arkadan vurdular… Sıkıntılarla, açlıkla, soğuklarla bir ay aralıksız süren Hendek savaşında kopardılar iplerini… ve kustular kinlerini.

Yahudiler… Zannettiler ki karşılarındaki merhamet yüklü Müslümanlar nasılsa onları tekrar bağışlarlar ve onlarda hainliklerine devam ederler. Ama unuttular ki Müslüman aynı yerden iki kere ısırılmaz. Unuttular ki zalimler; aynısıyla muamele görecekler!…Ve o ahlakı en güzel olanın önderliğinde ve Allah’ın emriyle yola çıktılar… Tüm erkek Yahudileri katletmek, onları hem dünyada hem de ahirette zelil kılmak için!... Evlerini başlarına yıkmak, hatta bahçelerinin bir kısmını bozmak, eşlerini hizmetçiler kılmak için…

Beni Kaynuka Yahudileri… sağlam kaleleri, evleri ve bahçeleriyle övünen kibirli bir kavimdi… Önce İslam’a davet edildiler. Bunu şiddetle reddederek sağlam kalelerine sığındılar… Bir ay kuşatma altında bırakıldılar, Allah’ın emriyle gözlerinin önünde çok övünüp, kibre kapıldıkları muhteşem bahçelerinin bir kısmı bozuldu… Ve bir ay kuşatma altında savaştılar. Artık güçleri kalmamıştı… kendi kavimlerinden onları gözeteceklerine inandıkları eski bir Yahudi’yi hakem olarak talep ettiler… Sad Bin Muaz (ra)

Hendekte aldığı yaraya aldırmadan getirildi Sad (ra)… ve Yahudilerden hükmüne uymaları konusunda teyit aldı… Ve Rasul as. övgüsünü kazandığı, ilikleri donduran şu muazzam hükmünü dinledi herkes.. ve Yahudiler donakaldılar…

"Benim hükmüm odur ki, akil ve baliğ olan bütün erkeklerin boynu vurulsun! Kadınları, çocukları esir alınsın, malları da Müslümanlar arasında taksim edilsin!"

Hüküm Müslümanları sevince, Yahudileri ise hüzne boğdu. Ve ahlakı en güzel olan Muhammed (sav) : "Sen, onlar hakkında Allah-u Teala’nın yedi kat gökler üstünde, Levh-i mahfuzdaki hükmüne uygun hüküm verdin!" buyurarak takdirlerini bildirdiler.

Ve hüküm uygulandı…

Şimdi insanlar arasında en doğru sözlü olan, Allah’ın ayetleriyle tasdik ettiği “O kendinden konuşmaz” dediği Rasul (as)‘a mı şaşıyorsunuz? Azgınların, anlaşmalara uymayanların ve bir Müslüman hanımın iffetine el uzatanlara canlarıyla savaş açan Rasul (as)’a mı şaşıyorsunuz? Şaşıyorsunuz da hala bedenle cihad olmaz lakırtıları mı dolanıyor dillerinizde? Azgınların sonuna hükmeden ve hükmünde asla yanılmayan, adaleti sonsuz olan Alemlerin Rabbine mi muhalefet ediyorsunuz? Yoksa günümüz zulümleri hafif mi geliyor bize? Keşmir’de, Bosna’da, Irak’da, Afganistan’da, Çeçenistan’da ve Filistin’de?...

Şimdi birileri çıkıp da bize merhametten bahsetmesin. Çağın gereklerini açıklamasın, başarılı olmanın aslının ilimden ama pozitif ilimden geçtiği yalanını atmasın… fütursuzca

Şimdi birileri çıkıp da cihad ahkamı kesmesin… İslam’ın barış dini olduğu yalanını haykırmasın… tokat atana gül atmak ve zulme karşı cevap vermemek gerektiğinin fetvasını vermesin kürsülerde!… Allah’ın ve Peygamberinin emirlerini inkar durumuna düşmesin!… cahilce

4/167- Şüphesiz inkar edenler, insanları Allah yolundan alıkoyanlar derin bir sapıklığa düşmüşlerdir.

Şimdi birileri çıkıp da diyalog cümlesini kurmasın… “Kendisinden başka kabul görmeyecek olan dini” koymasın bir kefeye… Allah’ın gazabını çekmesin ve saptırmasın inananları…

Çıkıp da birileri teknolojiden bahsetmesin, gelişmişlikten, eğitim eksikliğinden açmasın… Müslümanların parasızlığından yakınmasın… Sığınmasın arkasına, kaçmasın sorumluluklarından, imanını sorgulasın…

Şimdi birileri çıkıp da sırf pak Rasul as.’a uydukları ve amellerinde onu takip ettikleri için Mü’minlere çamur atmasın… Yaftalamasın terörle ve köreltmesin imanını…

Şimdi birileri çıkıp da onlarca ayete inat; İmanın zirvesini tevil etmesin ve nefisle cihadı yaymasın… Hatta kalemle cihad saçmalığını… Güldürmesin Filistinlileri, güldürmesin tüm mazlumları…

4/75- Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zâlim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?

Şimdi birileri çıkıp da Allah’ın helal kıldığını, haram kılmasın… değerlerimizi alt üst eden, İslami kavramların içini boşaltan ve bizleri cahiller yapan medyaya kanmasın, içmesin şarabından… kusmasın imanını

Birileri çıkıp da demokrasi, insan haklarından bahsetmesin… bize barışı empoze edip, kuşanmasın silahla… Ve saldırmasın topraklarıma, saldırmasın hunharca… Şimdi birileri çıkıp da bize “hak ettiler” açıklaması yapmasın! “Zaten birbirlerini yiyorlardı” demesin şerefsizce… savunmasın lanetlileri… savunmasın katilleri…

Birileri çıkıp da barışı haykırmasın eylemlerde… nasılsa fes etmeyecekler mi yine? Yine katletmeyecekler mi?… zalimce Barış… Barış… Bir kaç durağan vakitten öte geçmeyen barış… Amaç zamana yayıp unutturmak ve tekrar yağdırmak değil mi bombaları? Çözüme gitmeyen yöntemlerle bizi yormasın, haykırmasın eylemlerde barışçılar…

Birileri çıkıp da Gazze’nin hazin durumundan bahsetmesin, izlemekle yetinmesin ekranlardan… Kaçmasın sorumluluklarından… Avutmasın vicdanını…

4/74- O halde, dünya hayatını ahiret hayatı karşılığında satanlar Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükafat vereceğiz.

2/193- Hiçbir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın.

2/216- Savaş, hoşunuza gitmediği halde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

Öyleyse… Çıkıp da Sad rh hükmünü verecek olan yiğitler yok mu? Ve gözünü kırpmadan uygulayacak… Yok mu Allah’ın emrine uyup, Rasul’ü kendine rehber edinecek?İzzeti zillete tercih edecek… katledilen kardeşlerimizin öcünü alacak olan yok mu?

Nerede sözünde duranlar?... Fisebilillah’ı hiçbir şeye denk tutmayan, nefsi kılıflara sokmayanlar yok mu? Mazeretleri olmayanlar yok mu? Nerede dini yeryüzüne hakim kılacaklar? Nerede tevhidin çocukları? İmanın zirvesine talib olan yok mu?

Allah’ım ümmete Sad bin Muaz(rh) gibi hakka uygun hüküm verecek ve uygulamakta tereddüt etmeyip acele edecek ricaller bağışla! Yahudi ve yandaşlarının tuzaklarını başlarına geçir! Onları hem dünyada hem de ahirette zelil kıl! Amin.

Beyza Balcan

beyzabalcan@gmail.com
Facebook: Beyza Balcan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder